ılıı.lı.ıll єη ιуι σуυη ραуℓαşıм ѕιтєѕι™ © ılıı.lı.ıll
--->Fenerbahçe Tarihi<--- 8cauba10

HOŞGELDİNİZ...
Forumumuzda yapılan paylaşımları indirmek ve konulara görüşlerinizi yazabilmek için ÜYE OLMANIZ GEREKMEKTEDİR...!
Üye olmak içinTIKLA !



ωωω.gαмєтυякєу.єυ.тc » єη ιуι σуυη ραуℓαşıм ѕιтєѕι™️
ılıı.lı.ıll єη ιуι σуυη ραуℓαşıм ѕιтєѕι™ © ılıı.lı.ıll
--->Fenerbahçe Tarihi<--- 8cauba10

HOŞGELDİNİZ...
Forumumuzda yapılan paylaşımları indirmek ve konulara görüşlerinizi yazabilmek için ÜYE OLMANIZ GEREKMEKTEDİR...!
Üye olmak içinTIKLA !



ωωω.gαмєтυякєу.єυ.тc » єη ιуι σуυη ραуℓαşıм ѕιтєѕι™️
ılıı.lı.ıll єη ιуι σуυη ραуℓαşıм ѕιтєѕι™ © ılıı.lı.ıll
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 --->Fenerbahçe Tarihi<---

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
wisTrOo ~
Admin

Admin
wisTrOo ~


Mesaj Sayısı : 338
R£P : 614
Kayıt tarihi : 26/09/09
Yaş : 29
<b>Nerden</b> Nerden : Türkiye/Kocaeli
<b>Lakap</b> Lakap : wisTrOo

--->Fenerbahçe Tarihi<--- Empty
MesajKonu: --->Fenerbahçe Tarihi<---   --->Fenerbahçe Tarihi<--- Icon_minitimePaz Eyl. 27, 2009 3:13 pm

Fenerbahçe Spor Kulübü'nün Künyesi

Kuruluş Yılı:
1907
Kurulduğu Yer: Moda’da Beşbıyık Sokağı 3 numaralı evin alt katı.
Kurucuları:
Nurizade Ziya Songülen Bey, Osmanlı Bankası memurlarından Ayetullah
Bey, Bahriye Mektebi talebesi Necip Okaner Bey, Hindli namıyla anılan
Asaf Beşpınar Bey ve Enver Yetkiner.
İlk Başkan: Nurizade Ziya Songülen

Fenerbahçe Spor Kulübü'nün Tarihçesi

Bir asırlık bir tarihe ulaşmak üzere olan Fenerbahçe Spor Kulübü'nün kuruluşu 1907 yılına rastlar.


Kulübümüz, İstanbul'un Kadıköy semtinde, Nurizade Ziya Songülen,
Şevkipaşazade Ayetullah ve Samipaşazade Necip Okaner tarafından,
gizlice kurulur. Zira Padişah II. Abdülhamit'in baskı rejimi, Türk
gençleri için, değil kulüp kurmak, İngiliz ailelerinin oynadıkları
futbol bile yasaktır. Çünkü spor yapmak amacıyla da olsa, Türk
gençlerinin bir araya gelmesi, rejim için çok sakıncalı görülmektedir.
Kuruluş toplantısında, Nurizade Ziya Songülen Bey ilk başkan
seçilirken, Şevkipaşazade Ayetullah Bey ilk genel sekreterlik,
Samipaşazade Necip Okaner ise ilk genel kaptanlık görevlerini
üstlenirler.

Fenerbahçe Spor Kulübü'nün kurucuları, amblem
olarak adını aldıkları Fenerbahçe burnundaki fener, renk olarak da
Fenerbahçe yarımadasındaki papatyaların sarı-beyazı seçerler. Kulüp
logosu, 1910 yılında, futbol takımında sol açık oynamakta olan Topuz
Hikmet tarafından çizilecek, renkleri ise sarı-laciverte çevrilecektir.


1908 Meşrutiyeti'nin ilanına kadar çalışmalarını gizlice yürütmek
zorunda kalır Fenerbahçe. Bu tarihten sonra yürürlüğe giren Cemiyetler
Kanunu'yla tescil edilir ve başarıdan başarıya koşacak olan bir büyük
camia, Türk sporundaki seçkin yerini alır.

Fenerbahçe Spor
Kulübü'nün ilk futbol takımı, Asaf, Ziya Hasan, Sami, Ayetullah,
Mazhar, Necip, Fethi, Galip, Hüseyin, Hasan, Nevzat'tan kurulu
kadrosuyla, 1909 yılı sonbaharında İstanbul ligine katılır. Ancak
katıldığı ilk iki yıl boyunca varlık gösteremez. 1911-1912 sezonunda,
Ali Said, Galip, Arif, İzzi, Hüseyin, Sabri, Hikmet, Said, Hasan Kamil,
Nuri, Miço'dan kurulu takımıyla ilk şampiyonluğunu kazanır. Bu
şampiyonluk büyük Fenerbahçe'nin şanlı tarihine yazılan ilk şampiyonluk
olmasıyla önemli olduğu kadar, yenilmeden kazanılmış olmasıyla da
önemlidir.


Fenerbahçe Amblemi'nin Tarihi

Bugün
yüzbinlerce göğsü süsleyen "Fenerbahçe Kulüp Rozeti" 1910 yılında,
kulübümüzün 33 numaralı azası ve devrinin "Penaltı Kralı" olarak
bilinen sol açık Topuz Hikmet tarafından çizildi, Tevfik Haccar (Tasçı)
tarafından Almanya'da yapıldı.

Beş renkten oluşan rozette
"Fenerbahçe Spor Kulübü 1907" yazısını taşıyan beyaz çerçeve; temizlik
ve açık yürekliliğin, kırmızı; sevgi ve bağlılığın ifadesi olup
bayrağımızı sembolize eder. Ortada bulunan kalp şeklindeki sarı;
Fenerbahçe'ye duyulan gıpta ve kıskançlığı, lacivert ise soyluluğu
tasvir eder. Bu iki renk arasından yükselen palamut dalı ise,
Fenerbahçeliliğin kudret ve kuvvetinin ifadesidir. Yeşil renk ise
yükselen bu kudret için başarının mukadder oluşunu gösterir.

Topuz Hikmet rozetimizin hikayesini şöyle anlatır:


"Kulübümüzün rengi sarı-beyazdan, sarı-laciverte çevrildikten sonra bu
yeni renklerimizle bezenmiş bir rozet yaptırılması işi bahis mevzuu
oldu. Arkadaşlarım bu rozetin çizilmesini bana bıraktılar. İlk önce
bayrağımızın renkleri kırmızı ile beyazı bir araya getirdim. Sonra
kırmızı üzerine bir kalp şekli çizerek bunu sarı-laciverte boyadım ve
üzerine de metanet, kuvvet ve sağlamlığın ifadesi olan meşe dalını
resmettim. Beyaz kısma da kulübümüzün ismini ve tesis tarihini yazdım.
Rozetimizi çizerken, ona şu manayı vermeye çalıştım; Kalpten gelen bir
bağımlılıkla bu kulübe hizmet etmek. Çizdiğim şekil arkadaşlar
tarafından beğenildi ve yeni rozetlerimiz o tarihlerde Almanya'da
bulunan arkadaşımız Tevfik Haccar'ın delaletiyle orada yaptırıldı. Yeni
harflerin kabulünden sonra aynı şekilde muhafaza edildi. Sadece
Fenerbahçe Spor Kulübü 1907 yazısı yeni harflerle tebdil olundu."


Fenerbahçe Statı'nın Tarihi

Fenerbahçe
Şükrü Saracoglu Stadı, yurdumuzun ilk nizami futbol sahasıdır. İlk
olarak Union Club adı altında 1908 yılında faaliyete geçmiştir. Bu
tarihten önce de alan Papazın Çayırı ismiyle bilinir ve burada futbol
karşılaşmaları yapılırdı. Yılların Papazın Çayırı'nın, bir futbol
stadyumu olması, bir tesadüf eseri gerçekleşmiştir.

Papazın
Çayırı 1908 yılı temmuzunda, Şehremini Operatör Cemil Bey'in (Cemil
Topuzlu), hürriyet kahramanlarına yardım amacıyla verdiği davetin
konuklarından ve yurdumuzda futbolu ilk oynayan ailelerden Reji
Whittall'in, gençliğin spora ve özellikle futbola olan istek ve ilgisi
doğrultusunda bir futbol sahası yapılması gerekliliği yönündeki
konuşmasının ertesi günü bu kişiler, Fenerbahçe Başkanı Ziya Bey (Ziya
Songülen), birkaç İngiliz ve maruf Rıfat Bey'le bir toplantı yaparak,
saha için en uygun yerin, hazineye ait olan bu çayır olduğuna karar
verdiler.

1933 Fenerbahçe Stadı Başkatip Cevat aracılığıyla
konu, Osmanlı Sultanı II. Abdülhamit'e götürüldü. Teklifi önce kabul
etmeyen sultan daha sonra yıllığı 30 altın kira karşılığında Union Club
ile 20 yıllık bir sözleşme yapılmasına karar verdi. 3.000 altına mal
olan, çayırın tahta perdeyle çevrilmesi ve bir lokal inşaatı sonrasında
saha, futbol karşılaşmalarını izleyen kışa kadar hazır hale getirildi.


Ancak futbola olan ilginin azlığı, kiranın karşılanamamasına neden
oluyordu. Saha 1909 yılında bir yıllığına Fenerbahçe Kulübü'ne
kiralandı. Birinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesi üzerine İngilizler
düşman konumuna geçtiler. Dolayısıyla Union Club ile ilgilenmediler.
Türk hissedarların da dağılması üzerine sahipsiz kalan Union Club'a,
1915 yılında Kara Kemal tarafindan el konuldu ve ismi İttihat Spor
Kulübü olarak değiştirildi.

Basri Bay isimli bir kişinin
işletmeciliğine bırakılan, yeni ismiyle İttihat Spor Sahası,
İstanbul'un işgal devri ortalarına kadar tüm sportif faaliyetlerin yeri
oldu. 1922 yılında sahanın işletmesi, Basri Bey'in vekili olan Emin
Bey'e geçti. Bu kişi de bilinmeyen bir nedenle sahanın işletmesini, Ali
Sami, Cevdet ve Tevfik Bey'lerden oluşan bir heyete bıraktı.


Taksim Stadı'nın inşaatı ile birlikte, kendi haline bırakılan saha,
1929 yılında Fenerbahçe tarafından kiralandı ve 25 Ekim 1929 tarihinde
yapılan bir spor bayramı ile tekrar hizmete sunuldu. Aynı gün ismi
Fenerbahçe Stadı olarak değiştirildi. Bu tarihten itibaren gelişmeler
de başladı.

30 Eylül 1931 tarihinde yapılan inşaatla stadın
dışarısıyla ilişkisi kesildi. Yapılan birçok değişiklik sonrasında 13
Mayıs 1932 tarihinde, Vali Muhittin Üstündağ'ın katıldığı törenle,
Fenerbahçe Stadı'nın açılışı yapıldı. Fenerbahçe Spor Kulübü'nün
Kuşdili'nde bulunan lokalinin yanması sonrasında, kiracısı olduğu stadı
satın almaya karar vermesi, bugünlerde maraton tribününün yıkılmaya
başlandığı ve kapasitesinin yakın bir gelecekte 62.000 kişiye çıkacağı
modern stadyumun temel taşlarını oluşturmuştur. Ülkenin en önemli
kulübü olan Fenerbahçe'nin yangın nedeniyle düştüğü bu kötü durum,
devlet yöneticilerini de üzmüş ve onları Fenerbahçe'ye yardım etme
konusunda ikna etmiştir.

Şükrü Saracoğlu'nun ve Kemal Onan'ın
da üstün gayretleriyle, 36.000 metrekarelik bu alan ve içinde bulunan
bina, 27 Mayıs 1933 tarihinde, 9.000 TL bedeli 10 ayda ödenmek kaydıyla
Fenerbahçe Spor Kulübü'nün malı oldu. Bununla birlikte Fenerbahçe,
Türkiye'de stat mülkiyetine sahip ilk kulüp olma özelliğini kazandı. Bu
gurur verici unvan aynı zamanda bazı sorumluluklar da getiriyordu
beraberinde. Sorumluluklarının bilincinde olan Fenerbahçe, 14 Temmuz
1933 tarihinde yapılan bir eşya piyangosundan elde edilen 17.000
liralık geliri Fenerbahçe Stadı'na harcadı. Aynı yıl törenlerle yapılan
açılışta, ikinci başkan Celal Bey şunları söylüyordu:


"Muhterem hanımefendiler, beyefendiler. Üç senedir yeni bir hamlede ve
başarılmış yeni bir işle huzurunuza çıkıyoruz. Üç senelik dar ve kısa
bir zamana sıkıştırılmış olan bu işler şunlardır; 25 senelik, canlı ve
muvaffakiyetli bir hayatın hatıralarını taşıyan eski kulüp binası,
kaderin hain ve kötü bir tamahına kurban olarak yandı. Simsiyah bir
gecenin sabahı kendimizi simsiyah bir kömür yığını karşısında bulduk.
Elimizde Fenerbahçe isminden başka hiç bir sey kalmamıştı. Yangından
çok az zaman evvel fakir bir kiracı olarak girdiğimiz bugünkü
Fenerbahçe Stadı'na elimizde kalan enkaz ile sığındık. Bu sene
Fenerbahçe 26. yıl dönümünü kutlarken yeni ve büyük bir mazhariyete
erdi.

Gazi hazretleri gençliğe ve Fenerbahçe'ye büyük ve
kıymet biçilmez bir iltifatta bulundular. Heykellerinin Fenerbahçe
Stadı'na dikilmesine müsaade ettiler. Bütün Fenerbahçeliler aczimizle,
bu aczi mutlakla buna nasıl teşekkür edeceğimizi bilmiyoruz. Bu
heykelle bu saha yıkılmaz ve dağılmaz bir kütle haline gelmiştir. Bu
topluluk, bütünlük ve birlik aynı zamanda bütün memleketin bir
sembolüdür de. Bu heykel burada azmin ve tesanütün ve disiplinin bir
resmi olarak yükseliyor. Bu heykele bakanın kalbi temiz ve yeni bir
hamle ile çarpar. Bu heykele bakan bozguncu ve serkeş olamaz bu heykele
bakanın kalbi yenilmez ve yenilemez."

İzleyen tarihlerde, 25'er
metrelik 2 kapalı tribün 50'şer metreye uzatıldı. Lokal olarak
kullanılan binanın çatısı yenilendi. Büfe, soyunma odaları ve duşlar
eklendi. Bu sırada ödeme zorluğuna düşülünce, stat gelirlerine maliyece
haciz konuldu.

Futbola, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra artan
ilgi, İstanbul'a bir büyük stat daha yapılmasını gerektirdi. Bu
bağlamda bugün Beşiktas İnönü Stadyumu adındaki Mithat Paşa Stadı'nın
yapımına başlandı.

Aynı dönemde Fenerbahçe de kendi stadının
büyütülmesi ihtiyacını hissetti. Devletten istenen mali yardıma, stadın
mülkiyetinin Fenerbahçe'de olduğu yanıtı geldi. Bir sonuç alınamaması
üzerine Fenerbahçe, bir eşya piyangosu daha düzenledi. 300.000 adet
olan ve 1 liradan satılan biletler 22 Ekim 1947 tarihinde satışa
çıkarıldı. Ancak çeşitli sorunlar yaşandı ve yalnızca 150.000 bilet
satılabildi. Buradan elde edilen gelir ise 85.000 lira oldu.


İzleyen günlerde, beton tribünün harcı Vali Lütfü Kırdar tarafından
atılmış ve vali, kulübe belediye bütçesinden 50.000 lira yardım vaat
etmiştir. Stadın kuzey kısmında 27 basamaklı ve yelpaze şeklindeki ilk
beton tribün, Amaç İnşaat Şirketi tarafından 3 ayda tamamlandı. Bu
inşaat 70.000 liraya mal oldu. Bu süre içinde yardım sözü, arttırılarak
tekrarlanıyordu.

1933 Fenerbahçe Stadı İlk tribünün inşaatı
bitiminde, tesisatı kaldırmadan doğu tarafına geçilmek istendi. Ancak
kulübün bunun için parası yoktu. Sözü verilen yardımlar istendi ancak
sonuçsuz kaldı. Bunun üzerine Fenerbahçe Spor Kulübü, sahayı ipotek
ederek Yapı ve Kredi Bankası'ndan 100.000 lira temin etti.


Proje 15 yerine 30 basamaklı bir tribün için değiştirildi. Bu nedenle
doğan 70.000 liralık fiyat farkı (130.000 yerine 200.000 lira),
belirsiz bir zamanda tahsil edilmek suretiyle Amaç İnşaat Şirketi
tarafından üstlenildi.

İnşaat yapılacak kısımdaki 5 basamaklı
ahşap tribün söküldü ve 6 Ağustos 1948 tarihinde temel atıldı. İnşaat 6
ay sürdü ve bitirilen tribünlerin açılışı Vali Lütfü Kırdar tarafından
13 Şubat 1949 tarihinde yapıldı.

Yeni Fenerbahçe Stadı 25.000
kapasiteli modern bir stattı ve aynı dönemde Türkiye'deki en yüksek
kapasiteli stat olmuştu. Ankara 19 Mayıs Stadı 12.000, Mithat Paşa
Stadı ise 15.000 kişilik kapasiteye sahipti. Vaat edilip alınamayan
yardımlar, bankaya ve Amaç İnşaat Şirketi'ne olan borçlar, kulüp
yöneticilerini kara kara düşündürüyordu. 1950 yılına 180.000 lira
borçla girildi. Oysa kulübün bütçesi zaten 160.000 liraydı.

Eski
Fenerbahçe Stadı 17 Haziran 1950 tarihinde Fenerbahçe, Milli Küme
Şampiyonu sıfatıyla, Türkiye Birincisi Göztepe'yle Başbakanlık Kupası
maçı için Ankara'da bulunuyordu. Dönemin genel kaptanı Rüştü
Dağlaroğlu, Cumhurbaşkanı Celal Bayar'a, içinde bulundukları mali
sıkıntıdan bahsetmiş ve yardım sözü almıştı. Ancak yardım sözü yine
havada kaldı. Borç bir türlü ödenemiyordu.

Yapı ve Kredi
Bankası'na olan borç 77.000 liraya indirildiğinde, bankanın alacağının
tahsili için İstanbul 2. İcra Dairesi'nin 17 Ocak 1951 tarih ve 255
sayılı ihbarnamesiyle, 760.000 lira biçtiği Fenerbahçe Stadı'nı satışa
çıkarması, stadın kapısına "satılık" ilanı astırması, yönetim kurulunu
çok zor bir durumda bırakmıştı.

1951 yılında Rüştü Dağlaroğlu,
Beden Terbiyesi Genel Müdürlügü'ne yaptığı bir başvuruyla, 25.000 lira
yardım istedi. Bu isteğini belirten dilekçede, vaat edilip yerine
getirilmeyen yardımlardan, Fenerbahçe Stadı'nın Türkiye'nin en büyük
stadı olmasından bahsedilmişti. Bu etkili başvuru sonucunda Beden
Terbiyesi Genel Müdürlüğü, istenen 25.000 liralık yardımı doğrudan Yapı
ve Kredi Bankası'na yatırmış, bankayla kalan borç için anlaşma
sağlanmış ve borç 28 Haziran 1952 tarihinde kapatılmıştır.

19
Eylül 1982 tarihinde Altay maçıyla açılan stadımızın kapasitesini
arttıracak proje, Aziz Yıldırım'ın başkanlığı süresinde yaptırıldı. Bu
projeye göre numaralı, maraton ve açık tribünler yıkılarak yeniden
yapılacaktı. Yıllardır önlerine gelen sütun nedeniyle maç seyretmekte
sıkıntı çekilmekteydi.

Yeni projeye göre stadın tamamının üstü
kapatılacak ancak sütun yerine, tribünleri birleştiren yerlere 4 adet
kule dikilecek ve çatı bu kuleler üzerine oturtulacaktı. Yapılması
planlanan stadyum, bir futbol stadyumu olarak tasarlanmıştı. Üstünün
tamamen kapanması ve futbol sahasının etrafındaki koşu pistinin
kaldırılması sayesinde akustik düzelecek. 1999-2000 sezonunda inşaat
ilk olarak "Yeni Açık" diye adlandırılan, Kurbağalıdere tarafındaki
tribünün yıkımıyla başladı.

Bu tribünün yıkılmasından sonra
yönetim, yapım için sponsor arayışına girdi. Migros'la yapılan
anlaşmaya göre tribün bu firma tarafından yaptırılacak, yapılacak
binanın alt katında açılacak mağaza Migros tarafından işletilecek ancak
satışlardan belli bir pay da Fenerbahçe Spor Kulübü'ne aktarılacaktı.
1999-2000 sezonunda inşaatı başlayan tribün inşaatı, liglerin tatile
girmesiyle hızlandı ve 2000-2001 sezonunda Fenerbahçe'nin evinde
oynadığı ilk maç olan İstanbulspor maçına yetiştirildi. Stat kapasitesi
bu maçta 30.000 kişiye yükselmişti.

Yeni Fenerbahçe Stadı
Aynı sezon içinde diğer tribünün de yıkılma işlemi başladı. Bu sefer
sponsor olarak Telsim ile anlaşıldı. Buna göre inşaat mayıs ayına kadar
bitirilecek, giriş ve birinci kattaki mağazaların kullanım hakkı 8
yıllığına Telsim'e verilecekti. Bu süre bitiminde ise Fenerbahçe Spor
Kulübü Yönetimi bu binaya taşınacaktı. İnşaat hızlı bir şekilde
tamamlanarak 6 Mayıs 2001 tarihinde Galatasaray'la oynanacak lig maçına
yetiştirildi. Bu karşılaşmada İstanbul seyirci ve hasılat rekoru
kırıldı. Artık stadımız 42.000 kişilik kapasiteye ulaşmıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.gameturkey.forumdizini.com
 
--->Fenerbahçe Tarihi<---
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ılıı.lı.ıll єη ιуι σуυη ραуℓαşıм ѕιтєѕι™ © ılıı.lı.ıll :: ۩۞۩๑..•*•..>Spor :: Fenerbahçe-
Buraya geçin: